İsrailli bir işadamının soykırım sonrası Gazze için planı ifşa oldu

Electronic Intifada
5 Şubat 2024
Çeviri: Erman Çete @ermancete

Gazze’deki soykırıma katılan İsrailli bir girişimci, bölgenin geleceği için Avrupalı bir firmaya bir plan sundu.

Planın İsrail tarafından fethedileceğini ve kontrol edileceğini varsaydığı Gazze Şeridi iki bölgeye ayrılacak. Kuzey bölgesinde, Filistinli işbirlikçilerin görece rahat yaşamalarına izin verilirken, İsrailli efendilerine hizmet etmeyi ve itaat etmeyi reddedenler güneydeki bir ‘terör bölgesine’ sürülecek.

Electronic Intifada, bu sözde ‘ertesi gün planı’nın bir kopyasını gördü.

Sunum, İsrail’de yaygın olan korkutucu sömürgeci zihniyeti ve Filistinlilere yönelik küçümseyici ırkçı görüşü ortaya koyuyor. Aynı zamanda, Gazze de dahil olmak üzere Filistin’in her karışını fethetme ve kontrol etme arzusunun altında yatan bir arzuyu ortaya koyuyor.

Plan, Ekim ve Kasım aylarında birkaç hafta boyunca Gazze’de konuşlandırılan Sayeret Matkal seçkin komando birliğinde İsrailli bir yedek subay olan Or Bokobza tarafından sunuldu.

Bokobza New York’ta yaşıyor, fakat Filistinli direniş grubu Hamas, İsrail ordusunun Gazze Tümenini yok eden bir askeri operasyona öncülük ettiğinde, 7 Ekim’de İsrail’deydi.

Wall Street Journal’da yer alan coşkulu bir profile göre, Bokobza “derhal göreve başladı ve o gün Hamas savaşçılarının kökünü kazımak için görevlendirildi.”

İsrail ordusunda sekiz yıl geçiren Bokobza, zorunlu hizmet şartından çok daha uzun bir süre harcadı ve ‘2005’ten bu yana her savaşa’ katıldı.

Aynı zamanda, büyük ölçekli konut sahiplerinin kiracılardan maksimum kira ve geliri yönetmesi, izlemesi ve elde etmesi için yazılım yapan bir şirket olan Venn’in CEO’su. Wall Street Journal’a göre Venn, 100 milyon dolarlık risk sermayesi elde etti.

Bokobza’nın çalışanlarının en az yüzde 15’i, Gazze’deki soykırım savaşının ilan edilmesinden sonra İsrail ordusuna yedek asker olarak katıldı.

Şimdi Bokobza hiç kuşkusuz yıkım ve katliamdan kâr elde etmeyi umuyor – her ne kadar önerisi İsrail için ve hatta Gazze’deki Filistinliler için iyi olarak sunulsa da.

Electronic Intifada’nın öğrendiğine göre, bir başka İsrailli işadamı Eran Haggiag da teklifte yer alıyor. Haggiag, Bokobza’nın şirketi Venn’in kurucu ortağı.

Soykırım sonrası hayalleri

Bokobza’nın önerisi, Kuzey Gazze’nin tamamen yok edilmesini ve İsrail’in belirlediği kurallara göre davranan Filistinlilerin kalmasına izin verilecek gözetimli bir koloni olarak yeniden inşasını gerektiriyor – Gazze 2.0. Yaramazlık yapanlar Gazze’nin güneyindeki cehenneme ya da onun deyişiyle Gazze 1.0’a, yani ‘terör bölgesine’ sürülecek.

Plan, bir Silikon Vadisi sunumu ile bir bilim kurgu korku filmi senaryosu arasında bir geçiş olarak okunuyor.

Fakat gerçek bir plan olduğu iddia edildiği ölçüde, türünün ilk örneği değil. 1990’ların başında, İsrail ile Filistin Kurtuluş Örgütü arasında Oslo Anlaşmaları imzalandığında, medya Gazze’nin ‘Akdeniz’de bir Singapur’a dönüşeceğini söylüyordu.

İsrail’in 2005’te işgal güçlerini Gazze çevresine yeniden konuşlandırması ve ardından giderek sıkılaştırılan bir kuşatma uygulamaya başlamasından sonra bu tür fikirler yeniden canlandı.

İster Gazze’de ister Batı Şeria’da olsun, bu boş vaatlerin ardındaki koşul, her zaman Filistinlilerin kendi kaderini tayin etme umutlarından vazgeçmeleri ve bunun yerine ekonomik kırıntılara razı olmaları, İsrail’in ise hayatları üzerindeki tüm gerçek gücünü elinde tutmasıydı.

Bu olayda, ‘barış süreci’ kisvesi altında İsrail, Gazze’yi tecrit etmeye ve akademisyen Sara Roy’un tanımladığı gibi, ekonomisini sistematik olarak ‘kalkınmasızlaştırmaya’ [de-develop] başladı. Aynı zamanda, Batı Şeria’daki kolonileştirmesini hızlandırdı ve Filistinlileri, İsrailli yerleşimci kolonileri deniziyle çevrili, sürekli küçülen kara adalarına hapsetti.

Bokobza’nın vizyonu da, bir emlak broşürünün neşeli diliyle yumuşatılmış ve iyimser teknoloji şarlatanlığı serpilmiş kabusla da olsa da bu geleneğe dahil.

Kasım ayı sonlarında Avrupalı firmaya sunduğu teklifte, “Bir hafta önce Gazze’de, çatışmaların tahrip ettiği bir ülkenin üzerinde güneşin doğuşunu izliyordum,” diyor.

“Gazze gerçekten güzel bir yer, inanılmaz manzaralar, plajlar ve potansiyelle dolu,” diyor binlerce ölü Filistinlinin hâlâ evlerinin enkazı altında ve derme çatma toplu mezarlarda yattığı ölüm tarlaları hakkında.

“7 Ekim’de ordu üniformamı giydim ve o anda girişimci Or olmaktan asker Or olmaya geçtim ve hemen tekrar bir asker gibi düşünmeye başladım,” diyor.

“Emir alıyorsun ve yerine getiriyorsun. Nasıl sorusunu sorabilirsiniz ama nedenini değil, büyük resmi ya da stratejiyi değil, 7 Ekim’de hepimizin ordu üniformamızı giydiğimizi ve asker gibi düşünmeye başladığımızı fark ettim, özellikle de liderlerimizin.”

Bokobza, ‘yakın tarihin en ölümcül ve en yıkıcılarından biri’ olarak nitelendirilen soykırım ile bombardıman kampanyasına katılırken, İsrail’in Filistin direnişini sonsuza dek bastırma hayaline hizmet etmek için ‘ABD ve bazı Arap devletlerinin yardımıyla’ yıkıntılar üzerinde ne yapacağını hayal etti.

Planı, Gazze’nin kuzey ve güneyini kalıcı olarak ‘umut alanı ve terör alanı’ olarak ikiye ayıracak.

Bokobza, İsrail’in planı Aralık 2023’te uygulamaya başlamasını ve Gazze’yi ‘Filistin halkı için umudun simgesi’ haline getirmeye başlamasını umuyordu. Fakat bu, İsrail’in Filistin direnişini hızla yenilgiye uğratacağını ve Gazze’nin tamamının veya çoğunun kontrolünü ele geçireceğini varsayıyordu.

Ne var ki direniş Gazze’nin her yerinde İsrailli işgalcilere ağır kayıplar verdirmeye devam ettiği için bu gerçekleşmedi.

Bu arada, plana göre, “güney, yer değiştirmeyi bekleyenler için bir geçiş alanı olarak hizmet edecek”; yani, İsrail’e sadakatlerini ve faydalarını kanıtlayamayan Filistinlilerin etnik temizliğinin açık bir onayı.

Bu hayali planın sakinleri, plan ayrıntılarını ve başvuru prosedürlerini içerecek olan ‘gökten bırakacağımız milyonlarca ilham verici broşürler aracılığıyla’ devşirilecekti.

Bu plan, yerinden edilmiş, açlıktan ölen, susuzluktan ölen, tedavi edilmemiş yaralar, hastalıklar ve travmalarla yaşayan ve iletişimleri kesilen Filistinlilerin ‘başvurularını’ nasıl yapacaklarını veya neden İsrail’e güvenmeyi düşündüklerini açıklamıyor.

Bokobza, “Başvuru sahipleri terör gruplarıyla herhangi bir ilişkisi olmadığını taahhüt edecek ve bunu yaparlarsa ikametleri iptal edilecek,” diye yazıyor.

Bokobza, dijital bir başvuru sürecini ve önerilen Gazze 2.0’da kimlerin yaşayabileceğini belirlemek için Suudiler, BAE’liler, Amerikalılar, İsrailliler ve Filistinli işbirlikçilerden oluşan bir komiteyi anlatıyor.

“Bir hata yaparsanız birkaç yıllığına geri dönmenin bir yolu olmadan eski Gazze’ye gidersiniz,” diyen Bokobza, bir ev sahibi, hapishane müdürü ve sömürgecide ortak olan tüm zihniyetleri bir araya getiriyor.

Joe Biden’a yardım etmek

Bokobza, motivasyonunun tamamen İsrail’in yararına olduğu söylemekten çekinmiyor.

“Bu Filistin halkı için fedakarlık değil,” diye yazıyor ve planının Hamas’a en büyük darbe olacağını da sözlerine ekliyor.

İsrail hükümetini, işgal altındaki Batı Şeria’daki Filistin Yönetimi’ne benzer şekilde, İsrail gözetimi altındaki Filistinli işbirlikçilere teslim etmeden önce projeyi uygulamaya başlamaya çağırıyor.

Bokobza ayrıca, Filistinlilere yardım olarak pazarlanan bir planın ‘uluslararası toplumda İsrail’e karşı duyguların değişmesine’ yol açacağını umuyor.

Manşetlerin ‘İsrail çocukları öldürüyor’ yerine ‘İsrail bir çözüm getirdi’ şeklinde olmasını umut ediyor.

İsrail, soykırımı sırasında Gazze’de on binlerce Filistinliyi öldürdü. Birleşmiş Milletler, kurbanların çoğunun kadın ve çocuk olduğunu kabul etti.

Bokobza ayrıca planını ABD Başkanı Joe Biden’ın yeniden seçilme kampanyasına yardımcı olacak bir ‘başarı öyküsü’ getirme çabası olarak pazarlıyor.

Her şeyi yok et

Bokobza’nın dehşet verici vizyonunun gerçekleşmesi, Gazze’nin kuzeyinde hâlâ ayakta duran tüm binaların tamamen yıkılmasıyla başlayacaktı.

O, “Gazze’nin kuzeyini ele geçirdik, nüfusun çoğu güneye tahliye edildi, Hamas’ın tüm altyapısını ortadan kaldırıyoruz,” diye yazıyor.

“Gazze’nin kuzeyinde, geleceğin Gazze’sini inşa etmemizi engelleyen her türlü altyapıyı ortadan kaldıracağız.”

Defalarca topyekûn yıkım çağrısında bulunuyor.

“Yıkım: Gazze Şehrindeki mevcut yapıların tamamen yıkılması, yeni bir başlangıcın ve sağlam bir altyapının inşasının önünün açılması.”

Düşününce, belki de bu alaycı ve distopik vizyon için en yakın benzetme, Alman hükümetinin Alman işgali altındaki Avrupa’da ölüme ve çalışma kamplarına sürülecek olan Çek Yahudileri için bir geçiş kampı olarak kullandığı Nazi toplama kampı Theresienstadt’tır.

Nazi propagandasında Theresienstadt, yaşlı Yahudilerin güvenlik içinde ‘emekliye ayrılabilecekleri’ bir ‘kaplıca şehri’ olarak tanımlanıyordu.