Esad: Siyonist anlatı alt edildi; ABD ile işbirliği yapan Naziler onurlandırıldı

Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad, Baas Arap Sosyalist Partisi Merkez Komitesi toplantısına başkanlık etti ve açıklamalarda bulundu.

Esad, bugünkü savaşın ‘gerçeğin savaşı’ olduğunu ve Filistin’de yaşananların Siyonist anlatının küresel hakimiyetini kırdığını savunarak, ‘davaya bağlılığın’ vatanları koruduğunu ve Filistin halkının ‘davaya bağlı kalmayı’ başardığını kaydetti.

“İsrail sömürgeciliğin meşru çocuğudur,” diyen Esad, Batılı yetkililerin İsrail’i desteklemek için acele etmesinin ‘bir annenin oğlunu korumak için acele etmesi’ olduğunu vurguladı.

SANA’da yer alan habere göre konuşmaya değer tek şeyin Filistin’deki gelişmeler olduğunu söyleyen Suriye lideri, “Orada olanlar, savaşın sonuçlarından bağımsız olarak yıllar ve nesiller boyunca tarihi gerçekleri değiştirdi. Suriye’nin yaşadıklarıyla ve diğer Arap ve Arap olmayan ülkelerin yaşayabilecekleriyle büyük ölçüde kesiştiği için herkesin öğrenmesi gereken gerçekler ve dersler var, çünkü ilkeler halklar ve anavatanlar için aynı,” dedi.

Esad, Aksa Tufanı operasyonundan sonra başlayan son savaştaki en önemli noktanın, Filistin meselesinin ortaya çıkışından bu yana anlatıyı kontrol eden ‘Dünya Siyonizminin’ bu anlatı üzerindeki kontrolünü kaybetmesi olduğunu savundu. Siyonizmin, ABD de dahil olmak üzere en önemli kalelerinde bile anlatı savaşını kaybettiğini öne süren Esad, “Bu, Amerikan sokağının Filistin’i desteklediği anlamına gelmez, fakat en azından Siyonist anlatılar hakkında birçok şüphesi vardır ve bu, savaşın başında Suriye’de yaşadıklarımızla büyük ölçüde kesişiyor,” dedi.

Cumhurbaşkanı Esad, herkesin Batı’nın Nazizm’i yendiğini düşündüğünü, fakat Nazi Almanyası’nın yenilgisinin 1941’de, savaşın başlamasından yaklaşık iki yıl sonra Moskova önlerinde başladığını hatırlattı. Batılı güçlerin, özellikle de ABD’nin, Nazizm ve komünizmin birbirini yok etmesini istediği için Nazizm’e karşı herhangi bir eylemde bulunmadığını ‘çok az kişinin bildiğini’ sözlerine ekleyen Esad, “1942-1944 yılları arasında ABD, Rusların zafere yakın olduğunu keşfettiğinde saldırmaya, zaferi çalmaya ve Rusların Doğu Avrupa’ya doğru ilerlemesini engellemeye karar verdi,” dedi.

Esad, ABD’nin Nazizmle savaşmadığını, ABD ile işbirliği yapan tüm Nazi liderlerin onurlandırıldığını belirtti.

Suriye lideri, çoğu insanın Filistin meselesinin sona erdiğine ve çözüldüğüne inandığını ve onlarca yıl süren çatışmalardan sonra mevcut çatışmaların veya anlaşmazlıkların normal olduğunu söyledi. Bununla birlikte Esad, son yıllarda Filistin’de yaşananların, ‘sadece mücadelenin doruk noktasına ulaştığı Gazze’de değil, bu meselenin Oslo Anlaşmaları öncesi ve Barış Süreci öncesi uluslararası statüsünü yeniden kazanması’ anlamına geldiğini vurguladı. Esad, “Mesele, toprak sahibiyle savaşan işgalci olan özüne döndü, meselenin özü bu. Bugün bu dava yeniden canlandı,” dedi.

İsrail’in kuruluşuna da değinen Esad, bu ülkenin arkasında bir medeniyet birikimi ile değil, siyasi bir kararla kurulduğuna işaret etti. Siyasetin ‘halkları inşa edemeyeceğini, medeniyetleri kuramayacağını’ savunan Suriye lideri, “Siyaset bir halk inşa etmek istediğinde, bir canavar sunar; doğa yasalarına, insanlık yasalarına aykırı olarak yaşayan, çevresinde yaşayan diğer halklarla tezat oluşturan bir canavar,” iddiasında bulundu.

İsrail’in yerleşimci kolonyal doğasına işaret eden Esad, “Bugün yerleşimci sürülerinde gördüğümüz şey bu, Filistinlileri öldürmekten nasıl zevk aldıkları. Bu, İsrail halkının sorunlu bir halk olduğu gerçeğidir. Bunu, Siyonist ordunun histeri noktasına kadar kesinlikle şiddetli ve canice ve aynı zamanda çöküş noktasına kadar korkakça eylemlerinde görüyoruz,” dedi.

SANA’daki habere göre Esad sözlerini şöyle bitirdi: 

“Direnişi savunmak vatanı savunmak anlamına geldiği için Suriye ilkesinin doğruluğu kanıtlandı, çünkü bugün Gazze Filistin’i savunuyor, Filistin Suriye’yi savunuyor ve Filistin tüm Arap ülkelerini savunuyor. Aynı şey Lübnan’daki direniş için de geçerli. Lübnan direnişi güneyi savunuyor. Tüm Lübnan’ı savunuyor, Suriye’yi savunuyor ve Arapları da savunuyor. Suriye’nin duruşunun doğruluğu, mezhepçilik karşısında en güçlü ve en etkili panzehir olduğunu kanıtlayan Direniş’i destekleyerek kanıtlanmıştır, çünkü bu birleştirici senettir.”