Netanyahu’dan Biden’ın ‘kırmızı çizgisi’ne kırmızı kart

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD Başkanı Joe Biden’a meydan okuyarak Gazze Şeridinin güney sınırındaki Refah kentini işgal etmeye devam etme niyetinde olduğunu söyledi.

Biden cumartesi günü MSNBC’ye verdiği demeçte, çatışmanın Refah’a doğru tırmanmasına karşı olduğunu ve ‘30.000 Filistinlinin daha ölmesini’ kabul edemeyeceğini söyledi.

Yardım kuruluşları, Gazze’nin 2,3 milyonluk nüfusunun yaklaşık yarısının sığındığı Mısır sınırındaki Refah’a yapılacak bir saldırının geniş çaplı sivil kayıplara yol açacağı uyarısında bulundu. Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock bile böyle bir saldırının ‘insani bir felaket’ olacağını söyledi.

Fakat Pazar günü İsrail işgal güçlerinin Refah’a girip girmeyeceği sorulduğunda Netanyahu, “Oraya gideceğiz. Onları bırakmayacağız. Biliyorsunuz, benim bir kırmızı çizgim var. Kırmızı çizginin ne olduğunu biliyor musunuz? 7 Ekim’in bir daha yaşanmaması. Bir daha asla olmayacak,” cevabını verdi.

Netanyahu isim vermeden, Hamas’a karşı saldırıya geçme konusunda bazı Arap liderlerin zımni desteğini aldığını iddia etti. POLITICO’nun ana şirketi Axel Springer’e verdiği röportajda İsrailli lider, “Bunu anlıyorlar ve hatta sessizce kabul ediyorlar. Hamas’ın İran terör ekseninin bir parçası olduğunu anlıyorlar,” ifadelerini kullandı.

BM örgütleri ‘açlık başladı’ diyor, Netanyahu reddediyor

BM örgütleri açlıktan ilk ölümlerin kaydedildiği bir kıtlık uyarısında bulunarak, AB’yi Kıbrıs’tan yardım ulaştırmak üzere bir deniz koridoru açmaya teşvik etti. İsrailli yetkililer insani yardımın karadan ulaştırılmasını engelledikleri için eleştirilirken Netanyahu röportajda deniz konvoyunun kendi fikri olduğunu iddia etti ve insanların açlıktan öldüğünü reddetti.

Ayrıca çatışmaların bir ay gibi kısa bir sürede sona erebileceği tahmininde bulunan Netanyahu, “Hamas’ın terör taburlarının dörtte üçünü yok ettik. Savaşın son bölümünü de bitirmek üzereyiz Çatışmalar iki aydan fazla sürmeyecektir. Belki altı hafta, belki dört,” diye ekledi.  

Netanyahu kendi ölüm tahminlerini de verdi. Yaklaşık 13.000 Filistinli savaşçının öldürüldüğünü, sivil ölüm oranının ise her savaşçı için ‘1-1.5 olarak’ tahmin edildiğini söyledi. Bu da savaşçılar ve siviller olmak üzere toplam ölü sayısını 26.000’in üzerine çıkarıyor.

Netanyahu Ramazan ayı için ateşkes fikrini de reddetti ve ‘bir rehinenin daha serbest bırakılmasını görmek istediğini’ fakat ‘müzakerelerde herhangi bir ilerleme görmediğini’ söyledi. İsrailli lider, rehineler serbest bırakılmadan çatışmalarda bir duraklama olmayacağını vurguladı.

Netanyahu, Filistin’in ‘kültürü’ değişse bile Ürdün Nehrinin batısını kontrol etmek istiyor

İsrail Başbakanı ayrıca, Filistin devleti olasılığını reddettiğini yineledi. Netanyahu, “Benim savunduğum pozisyon, 7 Ekim’den sonra size ‘Bir Filistin devleti görmek istemiyoruz’ diyen İsraillilerin ezici çoğunluğu tarafından destekleniyor,” iddiasında bulundu.

Netanyahu, İsrailli liderin ‘İsrail’e yardım etmekten çok zarar verdiğini’ söyleyen Biden’ın eleştirilerine de doğrudan yanıt verdi. Netanyahu, ‘Başkanın tam olarak ne demek istediğini’ bilmediğini, fakat Biden’ın, kendisinin İsrail’in isteklerine ya da çıkarlarına aykırı davrandığını söylüyorsa ‘her iki açıdan da yanıldığını’ söyleyerek karşılık verdi.

“[İsrail halkı da] bir Filistin devletini boğazımıza tıkma girişimini şiddetle reddetmemiz gerektiğini söyleyen benim pozisyonumu destekliyor. Bu konuda hemfikirler,” diyen Netanyahu, Avrupa’nın iki devletli bir çözüm olmadan barış olamayacağı yönündeki görüşü sorulduğunda da, “Evet, bunu söyleyebilirler. Ama anlamıyorlar ki barışa sahip olmamamızın nedeni Filistinlilerin bir devlete sahip olmaması değil. Yahudilerin bir devleti olması. Ve aslında Filistinliler Yahudi devletini tanımaya ve kabul etmeye yanaşmadılar”, iddiasında bulundu.

Filistin ‘liderliğinin’ ve ‘kültürünün’ değişmesi olarak tanımladığı durumda bile Netanyahu, İsrail’in Ürdün Nehrinin batısındaki tüm Arap topraklarında tam güvenlik kontrolüne sahip olması gerektiğinde ısrar etti.