FHKC liderlerinden Leyla Halid’in El-Meyadin mülakatından satırbaşları

Bir süredir ekranlarda gözükmeyen Filistin Halk Kurtuluş Cephesi liderlerinden Leyla Halid, Lübnan televizyonu El-Meyadin’e konuştu.

Halid’in mülakatından bazı satırbaşları şöyle:

Filistin halkı, direnişi sürdürmeye ve geliştirmeye devam ediyor. Düşman bugün Filistin halkını 75 yıl içinde karşılaştığı en güçlü tehdit olarak görüyor. 

Kudüs tüm bunları ateşliyor çünkü Kudüs, dünyanın başkentidir. Kudüs, tüm bunları kutsal toprakları savunan halkıyla, ibadet edenleriyle, kadınlarıyla, çocuklarıyla ateşliyor. Kudüs, halkımızın sarsılmaz haysiyetini içinde barındırıyor.

Gazze’den, Suriye’den ve Lübnan’dan fırlatılan roketler yalnızca bir mesaj iletmekle kalmıyor, düşmana tüm sahaların Kudüs ve Filistin’i savunmaya hazır olduğunu söylüyor. Bu, düşmanın en çok korktuğu şeyin, “Sahaların Birliği”nin göstergesidir. Direniş Ekseni’nin elinde çok şey var ve şu ana kadar elindekilerin büyük çoğunluğunu kullanmadı, fakat kullandığı kadarı düşmanı caydırmakta etkili oldu.

Direniş gruplarının Ortak Operasyon Odası kalıcı konumda ve çatışma için tamamen hazır. Direniş Ekseni ve birleşik karar alma mekanizması ne yapmak istediğini duyurmuyor ama biz bunları bilfiil sahada görüyoruz. İlk kez farklı lokasyonlardan roketler aynı anda fırlatıldı ve “İsrail” bunları aşırı bir teyakkuzla izliyor.

Suriye’den işgal altındaki Golan’a fırlatılan roketler “İsrail”i şaşırttı. Suriye neredeyse her gün saldırıya uğruyor ve yanıt vermekle ilgili hesaplamaları var. Suriye’nin yanıtı kritik bir anda geldi. Düşmanın, Lübnan’dan gelen roketlere karşılık vermesi, düşman liderliğini avcuna alan korkunun sonucudur.  

İşgale karşı direniş seçeneği hiçbir Filistinli kuşakta yok olmadı. Bunun kanıtı da şudur ki çatışmalar hiçbir zaman durmadı. Bugün çatışmalar, Oslo’nun yaydığı, üzerinde devletimizi kuracağımız bir toprak parçası elde etmeye dair ilüzyondan uzaklaşarak Filistin’in kurtuluşu esasına döndü. Gençlerimiz bugün tek bir şey söylüyor: “Filistin, Filistin’in tamamı.”

Düşlerimiz büyük olmalı, benim büyük düşüm Filistin’e geri dönmek. Küçük düşümse Hayfa’da bir portakal ağacının altında üç gün uyumak.

Düşman çok şey kabedecek, özellikle bugün büyük bir kriz yaşadığı için ve tüm bunların önemli getirileri olacak. Aynı zamanda, Arap dünyasındaki durum da hafiften değişmeye başladı ve bu direnişin lehine, normalleşme sürecinin değil. Dünya değişiyor ve bu değişim Filistin davasının lehine; “İsrail”in aleyhine.