İsrail’de ‘yargı reformu’ eylemleri

İsrail’de, Netanyahu hükümetinin ‘yargı reformu’ planlarının meclise (Knesset) gelmesini protesto etmek için çok sayıda kişi sokağa çıktı.

Polis, ana yolları kapatan 40’tan fazla kişiyi gözaltına aldı. Bloomberg’de yer alan habere göre ana protesto gruplarından biri, “Dün gece İsrail diktatörlüğün eşiğinde bir ülke haline geldi. Bu, İsrail devletinin tamamen ve bütünüyle yok edilmesidir,” dedi.

Protestocuların bugün de Ben Gurion uluslararası havaalanında toplanması ve muhtemelen merkeze giriş ve çıkışlarda araç trafiğini aksatması planlanıyor. Polis, uçuşların normal şekilde devam etmesini sağlamaya çalışacaklarını söyledi.

Miras Bakanı Amichai Eliyahu, Netanyahu liderliğindeki koalisyonun protestolardan etkilenmeyeceğini söyledi ve yargı sistemini ‘yavaş yavaş’ değiştirmek istediğini yineledi. Eliyahu, polisi göstericilere ‘güçlü bir şekilde’ karşılık vermeye çağırdı. Eğitim Bakanı Yoav Kisch ise göstericileri ‘terörist’ olarak nitelendirdi.

Reformda neler var?

Milletvekilleri, Yüksek Mahkeme’nin yasalara aykırı buldukları hükümet kararlarını engellemesini önleyecek bir yasa tasarısına ilk onayı verdi. Yeni yasayla birlikte hükümet ayrıca Yüksek Mahkeme üyelerini atamada da daha fazla söz sahibi oluyor. Tasarının yasalaşması için iki tur oylamadan daha geçmesi gerekiyor.

Muhalefet lideri ve eski başbakan Yair Lapid, “Gece yarısı hırsızlar gibi, hükümet makuliyet maddesini iptal etti ve yozlaşmış demokrasi karşıtı kanunlardan başka hiçbir şeyin onları ilgilendirmediğini kanıtladı,” dedi.

Protestocular ayrıca hükümetin Kadının Statüsünü İlerletme Kurumunu lağvetmeye çalışmasına da öfkeli. Aşırı sağcı Otzma Yehudit (Yahudi Gücü) partisi milletvekili Limor Son Har-Melech tarafından önerilen yasa, bu kurumun yerine doğrudan kadının statüsünün ilerlemesinden sorumlu bakana (şu anda Likud’dan May Golan) bağlı yeni bir kurumun kurulmasını öngörüyor.

Muhalefet milletvekilleri ve ülkenin en büyük kadın hakları lobi grubu tasarıya karşı çıkarak, mevcut otoritenin 25 yıllık bağımsız işleyişini sona erdirecek ve bunun yerine iktidar koalisyonuna bağlı bir otorite yaratacak olmasından yakınıyor. Tasarıya göre, İsrail’de Kadınların İlerlemesi Kurumu adında yeni bir kurum kurulacak. Walla haber sitesinin Pazartesi günü bildirdiğine göre, bu kurumun bütçesi ve politikaları bakan ve siyasi liderler tarafından kontrol edilecek ve bu kişiler kurumun müdürünü atayabilecek ya da görevden alabilecek.

ABD’den uyarılar

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller Washington’da gazetecilere yaptığı açıklamada, “Hem ABD hem de İsrail demokrasisi güçlü kurumlar, denge ve denetleme mekanizmaları ve bağımsız bir yargı üzerine inşa edilmiştir,” dedi.

ABD’nin görevden ayrılan İsrail Büyükelçisi Tom Nides Wall Street Journal’da Pazartesi günü yayınlanan bir makalesinde, Biden yönetiminin Netanyahu’ya yargıda revizyon planını uygularken ‘raydan çıkmaması’ yönünde telkinde bulunduğunu söyledi.

Nides, hem kendisinin hem de Biden’ın Netanyahu ile bir uzlaşı süreci izlemenin önemi hakkında konuştuklarını vurgulayarak, birçok İsraillinin ABD’nin bu rolü oynamasını istediğini açıkladı.

Biden Pazar günü CNN’e yaptığı açıklamada Netanyahu hükümetinin gördüğü ‘en aşırı’ hükümet olduğunu söylemişti.

Maliye Bakanı Bezalel Smotrich Pazartesi günü Knesset’te yaptığı konuşmada hem Biden’a hem de ‘iki ülkenin sahip olduğu güçlü tarihi ilişkiye’ saygı duyduğunu söyledi ama “Görüş ayrılıkları olması meşrudur,” dedi.

Özellikle Biden’ın Yahudilerin Batı Şeria’nın Yahudiye ve Samiriye olarak da adlandırılan C Bölgesinde herhangi bir yere yerleşme hakkına sahip olduğuna inananları içeren ‘aşırılık’ tanımına itiraz eden Smotrich, “Politikalarımızı eleştirmek Başkan’ın hakkıdır ve İsrail vatandaşlarının misyonunu yerine getirmek, kendimizi savunmak, terörle mücadele etmek ve vatanımızı inşa etmek için harekete geçmeye devam etmek de bizim hakkımız ve görevimizdir,” dedi.