MONA SAUDİ: TAŞTAKİ ŞİİR

Mona Saudi (1945-2022) Amman’da dünyaya geldi ve 17 yaşındayken sanatla ilgilenmesini istemeyen ailesine karşı çıkarak sanatını geliştirebilmek için Beyrut’a göç edene kadar burada yaşadı. Amman’ın sanatının biçimlenmesindeki belirleyici etkisini 2010’da şu sözlerle ifade edecekti: “Memleketim Amman’ın çorak tepelerinde uzun yürüyüşler yaptım, evimiz binyıllar öncesinden, Amonlular, Edomlular ve Nabatiler dönemlerinden bugüne gelen antik kalıntılarla çevriliydi. Amonlular, Edomlular, Nabatiler, hepsi taş oymacılarıydı. Kendimi o atalara ve Toprak Ana’ya ait hissettim ve hâlâ öyle hissediyorum.” 

1962’nin hareketli Beyrut’unda Mona, kendine yer bulmakta zorlanmadı, sanat ve edebiyat çevrelerinde arkadaşlıklar edindi. Adonis, Paul Guiragossian ve Yusuf el Hal, Beyrut’taki arkadaşları arasındaydı. Heykeltıraş Michel Basbous, Mona’yı kanatları altına aldı, ona güzel sanatlara dair bildiği her şeyi öğretti, Mona’ya destek veren ve onu Beyrut’un filizlenmekte olan kültürel çevrelerine girmesine yardımcı olan bir diğer sanatçı da Halim Jurdak’tı. Sonunda Mona, Hamra’daki Café de la Press’te ilk sergisini açtı. Sergi, çizimlerinden oluşuyordu. Sergiden kazandığı parayla Paris’e bir gemi bileti aldı ve Şubat 1964’te deniz yoluyla Paris’e vardı.

Paris’te Beyrut’tan tanıdığı Halim Jurdak yardımıyla kalacak yer buldu, kısa bir süre sonra Ulusal Güzel Sanatlar Okuluna başladı. Louvre müzesini, Constantin Brancusi gibi işleri kendisini uzun süre etkileyecek modern sanatçıları keşfetti. Colamarini atölyesine katılarak oymacılık öğrendi, ayrıca İtalya’nın maden ocaklarıyla ünlü Carrara bölgesindeki heykel atölyelerinde birkaç ay geçirdi.

Heykeltıraş olarak taşla kurduğu ilişkiyi sonraları şöyle anlatacaktı: “Heykel yapmak benim için taştan bir şiir oluşturmak gibi. İçimdeki Mona’dan geliyor ve meydana getirdiğim her iş, ruhumdan bir parça.”

1965’te Paris’te kireç taşı kullanarak ilk heykeli Toprak/ Ana’yı yaptı. Toprak/ Ana adını yıllar boyunca aynı tema; doğurganlık ve büyüme imgeleri etrafında şekillenen başka işlerinde de kullanacaktı. 1968’de Carrara mermerinden “Âşıklar – Brancusi’ye Övgü” heykelini yaptı. Aynı yıl Paris’i terk etti ve Amman’a döndü. Nekse’den sonra Amman’da Filistin mülteciler artmıştı; Amman’daki Beka kampının çocuklarıyla resim çalışmaları yaptı. 

1969’da Beyrut’a döndü. Amman’daki Filistinli mülteci kamplarından ilhamla Toprak/ Ana adlı ikinci heykelini yaptı ve Amman’daki Beka kampının çocuklarının çizimleri ve kampa dair anekdotlardan oluşan bir kitap yazmaya karar verdi. Kitabın hazırlıkları sırasında kendisine grafiker ve dizgici olarak yardımcı olan Vladimir Tamari, Filistin direnişinin yeni ve dinamik bir logoya ihtiyacı olduğunu düşünüyordu ve bir arkadaşıyla beraber FKÖ için bir logo tasarladılar. Logoda hem Filistin’i hem de “Fetih” grubunu temsilen “fe” harfi, bir ok ve Filistin haritası yer alıyordu. Fakat Tamari ve arkadaşı, FKÖ yetkililerine ulaşmayı başaramadılar. Sanatı yeni perspektiflerle gelişmekte olan genç Mona, bu düşünce üzerine gitti ve logodaki “Fe” yerine Cephe’nin “Cim”ini ekledi. FHKC ile bağlantıları vardı, 1969’da bu öneriyi Ghassan Kenefani’ye sundu ve böylece FHKC’nin bugünkü logo tasarımı şekillendi.

FHKC’nin Mona Saudi tarafından tasarlanan logosunun Vladimir Tamari tarafından alınmış ilk çıktısı.

Kitap, 1970 yılında “Savaş Zamanında: Çocuklar Tanıklık Ediyor” adıyla FHKC ve Adonis’in Mona’nın da yardımcı editörlüğünü yaptığı Mawaqif dergisi tarafından ortaklaşa yayınlandı.

Aynı zamanda şiirler de yazan Mona, 70lerin Beyrut’unda şiir ve güzel sanatları bir araya getirdiği ve serigrafi baskı tekniğini kullandığı disiplinlerarası çalışmalar yaptı. Kendi şiirlerinin yanı sıra başka şairlerin şiirlerini de çalışmalarında kullandı. Özellikle yakın arkadaşı şair Mahmud Derviş’in şiirleri, bu çalışmalarında önemli bir yer tutar. Derviş’in çeşitli şiirlerini kendi el yazısıyla yazarak ve kendi heykellerinin figüratif çizimlerini ekleyerek disiplinlerarası işler ortaya koyan sanatçının bu formdaki en bilinen eseri, Derviş’in intihar eden şair arkadaşı Rashid Hussein için yazdığı “Beşinci Caddede Beni Selamladı” şiirinden ilham alarak yaptığı “Âşığın Ağacı”dır. 

Âşığın Ağacı, 1977.

Sanatçı, şiiri disiplinlerarası çalışmalarında kullanmasının yanı sıra şiir ve heykeli bütün olarak görüyordu; heykelin kendisini bir şiir formu ve kendi heykellerini şiirin bedenlenmiş hâli olarak değerlendiriyordu: “Şiir yazdığınız zaman ilk dize gelir ve geriye kalan dizeler akmaya başlar, benim heykellerim için de aynısı geçerli.” Bu yüzdendir ki 2003’te BAE’de düzenlediği ilk sergisine Taştaki Şiir adını verecekti.

1983’te Beyrut’tan ayrılıp yeniden bir süre Amman’da yaşayan ve bu süreçte heykellerinin karakteristiği iyice gelişip belirginleşen olgunluk çağındaki Mona Saudi, başta Ghassan Kanafani olmak üzere çeşitli yazarların kitaplarına ilüstrasyonlar yaptı, heykelleri çeşitli sergilerde yer buldu, Paris Arap Dünyası Enstitüsü ve Amman’daki Fransız Büyükelçiliği bahçelerine heykelleri yerleştirildi. Beyrut’a döndükten sonra Beyrut Amerikan Üniversitesinde on yıl kadar güzel sanatlar dersleri verdi. 

Heykellerini çıplak elle yontan Mona Saudi, meydana getirdiği şekiller dizisini ritmik ve lirik soyut formlara dönüştürdüğü bir üsluba sahipti, tüm işlerinde göze çarpan en önemli noktalardan biriyse beden ve toprak – yeryüzü arasındaki bağa yaptığı vurguydu.

Malzeme seçimi de Mona Saudi’nin heykellerinde önemli bir özellik olarak yer tutar. Taşlara hayran olan sanatçı, Arap coğrafyasının taşlarının renk ve dokularına ayrı bir tutku duyuyordu. Lübnan’ın bal rengi mermeri, Ürdün’ün içinden yeşil damarlar geçen, sanatçının “Ürdün yeşimi” olarak adlandırdığı mermeri ve pembe kireç taşı, Yemen’in kaymak taşı (su mermeri), Suriye’nin siyah diyorit taşı… 

20. yüzyılın Arap Modern soyut sanatının en önemli sanatçılarından kabul edilen Mona Saudi, 16 Şubat 2022’de, Beyrut’ta hayata gözlerini yumdu. Kızı Dia Batal da önemli bir görsel sanatçı ve tasarımcıdır. 

Âşıklar – Brancusi’ye Övgü, 1968.
Toprak/ Ana, 1969. 
Kadın/ Nehir, 1998. 
Nil Obeliski, 2003.
Tohum, 2007. 
Pembe Gün Batımı, 2012. 
Yeryüzünün ve İnsanların Ruh Hâlleri, 2014. 

Kaynaklar:

https://dafbeirut.org/en/mona-saudi

https://www.jordannews.jo/Section-117/Culture-Arts/Celebrated-Jordanian-sculptor-Mona-Saudi-passes-away-13293

https://www.thenationalnews.com/arts-culture/art/2022/02/17/mona-saudi-the-arab-sculptor-will-always-be-remembered-for-her-inimitable-timeless-style/

http://vladimirtamari.com/pflp-logo.html