‘ ‘Rita’nın sersemletici gözleri … ’ ’

‘Astounding eyes of Rita! türkçesiyle ‘Rita’nın sersemletici gözleri’ …  

Anuar Brahem, dilimizin alışkanlığıyla Enver İbrahim’in, 2009 çıkışlı bu albümü ruhunuzu bir yandan beslerken öte yandan zihninizi ait olduğunuz, bulunmaktan büyük haz duyacağınız mekânlara gezintiye çıkarıyor. ‘Beyrut Aşığı’ isimli parçayla başlayan albümünde, belli ki Beyrut Aşığı, albümdeki parça isimlerinde olduğu gibi, güzergâh boyunca önce ‘Dalgalarla Dans’ edip bir sonraki durağı ‘Cibuti’de Mola’ veriyor. 

Anouar Brahem – The Astounding Eyes of Rita

Tunuslu udi ve bestekâr Brahem’in aynı adlı albümünün en dikkat çeken parçası Rita’nın sersemletici gözleri’ ise dördüncü sırada ruhunuza sizi nefessiz bırakırcasına nüfuz etmeye başlıyor.

İlk dinlememle birlikte zihnimde kocaman kapkara gözleri etrafına özenle çekilmiş sürmesi ile baş döndürücü güzelliği olan bir kadın hayali, Rita canlandı. Şarkının seyrindeki iniş çıkışlar ve udun bu seyri başarıyla yönetmesi sizi Ortadoğu’da hakikat ile serap arası bir âleme sürüklüyor, kültürel geçişler, tarihi hüzün, insanların yüzlerinden eksik olmayan umut, ölümün gerçekliğini her saniye hatırlatmasına rağmen yaşama hırsı ve belki de hiçbir zaman sonlanmayacak olan savaşın atmosferinde Rita…

Bu hayal içerisinde Rita, sımsıkı tuttuğu elinizi bırakıp çölde bir serapmışçasına bir anda ortadan kayboluveriyor. Kendinizi birden Filistin’in ‘Al Birwa*’ köyünde, yapayalnız hissediyorsunuz. Evleri yakılıp yıkılmış, insanları sürgün edilmiş, hayatları talan edilmiş bir köyde…

Sürgün edilmiş kentten isyan ve acının notaları bu seferinde usulca ruhunuzu işgal için size doğru yola çıkıyor.
Galilee Mon Amour’un ezgileri kulaklarınıza doğru yaklaştığında ise Alain Resneis’nin, Hiroşima’nın yaşadığı trajediyi ve toplu acıyı, savaşın insanı ve aşkı nasıl yaraladığını konu eden kült filmi ‘Hiroşima Mon Amour’a gönülden bir selam gönderiyor.  Filmde olduğu gibi, savaşın aşka ve insana nasıl yaralar bıraktığını yüzünüze vuruyor ezgi.

Albümün sonlarına doğru ise müzisyen, ‘Görünür Bir Neden’ olmadan bizi Galilee’den çıkarıyor ve sarsarak ulaşılmak istenen bir hakikate ‘Uyanma Hali’ne sevk ediyor.

Hayat ile artık aynı anlamı taşıyan acının ve terk edilmenin vermiş olduğu yutkunma hissinin ardından Rita, bu albümden çok daha önce, 1976’da bestelenmiş bir başka şarkıda tekrar karşınıza çıktığında, gözleri ile sürmelerin ahengi adeta hüzün ve mutluluğun aynı anda, aynı yerde nasıl da şiirsel bir şekilde zuhur edebileceğinizi sizlere ispatlıyor.

Rita’nın ellerini avucunuzun içinde tekrar hissetiğiniz bu şarkı ise Lübnanlı ud üstadı Marcel Khalife’nin yürek dağlayıcı bestesini yaptığı ‘Rita’… Sözler ise Filistin’in unutulmaz şairi Mahmud Derviş’e ait.

Evet, Tunus’tan yola çıkan Anuar Brahem, sizi bu yolculuğa çıkarırken, size yoldaş olacak tüm bu ezgileri 2008 yılında hayata veda eden Filistin ulusal şairi Mahmud Derviş’e adıyor.

Sersemletici gözlere sahip Rita ise, Derviş’in ‘Rita ve Tüfek’ şiiri ile birlikte ölümsüzlüğe ulaşan Rita’dan bir başkası değil. Şiir her ne kadar ‘vatana’ yazılmış diye düşünüldüyse de aslında Derviş’in 67 işgalinden sonra yollarını ayırmak zorunda kaldığı aşkı Tamar ben Ami’ye bir mektuptur.

Rita ile gözlerimin arasında 
bir tüfek var 
ve her kim tanıdıysa Rita’yı 
eğilir ve dua ederdi
bal renkli gözlerinin ilahına

ve öptüm Rita’yı 
gençliğinde,
ve hatırlarım nasıl yaklaştığını
ve kolumun nasıl kapladığını 
o en güzel saç örgülerini

Ah, Rita 
aramızda milyonlarca serçe var 
ve bir resim 
ve birçok randevu 
üzerlerine ateşler edilmiş

Rita, bayramdı ismi ağzımda
Rita, düğündü vücudu kanımda
kayboldum iki sene boyunca Rita’da
ve iki sene boyunca uyudu kollarımda,
ve sözler verdik
en güzel kadehlerin üstüne
ve yandık dudaklarımızın şarabında 
ve doğduk yine

Ah, Rita!

Ne geri alabilirdi gözlerimi senin gözlerinden, 
bu tüfekten önce…
iki uyku veya iki bal renkli bulut dışında?
bir zamanlar,
Ey, alacakaranlık sessizliği,
göç etti bir sabah mehtabım uzak bir yere
o bal rengindeki gözlerin ardına
ve şehir tüm şarkıcıları süpürdü
ve Rita…

Rita ve gözlerim arasında,
Bir tüfek

M. Derviş – 1967**

Nakba (Büyük Felaket 1948) ve Naksa ( Katastrofi? 1967)’in ve akabindeki çatışmaların bir tüfekte simgelendiği ve Yahudi, Tamar ben Ami ile olan aşkının imkansızlığına yazdığı dizelerinde, Mahmud Derviş umut ve hayalerini paylaştığı kadından, vaziyetteki hakikatlere rağmen hala kopamadığını hissettiriyor.

Tabii burada tüfek esasında dava’yı da simgeliyor ve Derviş bu iki kocaman dünya arasındaki sıkışmışlığını kelimelere döküyor, neticede ise ‘Rita’ ile Filistin Davası’nın farklı kutuplarına düşüyorlar. Tabi çok daha sonraları bir ropörtajında Derviş; aşkın hatırlanmak/hatırlamak için değil, yaşamak için olduğunu belirtiyor. Ve belki de, Marcel Khalife’nin kadife sesi ile seslendirilen şiir, bitmiş bir aşka olan özlemi, darmaduman edilmiş ve terkedilmek zorunda kalınmış bir vatana özlem ile birleştiriyor.

Yusuf EMIR

*Al- Birwa; Akka’nın 10 km uzağında bulunan, Mahmud Derviş’in doğup Nakba’ya(1948) kadar yaşadığı köy.

**Şiir çevirisi; y. emir

*** https://www.ecmrecords.com/catalogue/143038751883/the-astounding-eyes-of-rita-anouar-brahem

Astounding eyes of Rita- Anuar Brahem: https://www.youtube.com/watch?v=zU5WU_d7fsM

Rita – Marcel Khalife;
https://www.youtube.com/watch?v=UEeU-tx0SBU